mercoledì 31 gennaio 2007

Takım Fotoğrafı

Oldum olası sevmişimdir takım fotoğraflarını.Ama malzemecisi,yöneticisi,sucusu,mehmedi ,ağarı içinde olanları değil,11'lik olup maçtan önce çekilenleri.O maç gününün belgesi olanları.Sevgili dostum trofolo henüz interneti icad etmemişken,bugünkü gibi aklına geleni karşındaki cama yansıtamadığın günlerde 'poster' hayatımızın en önemli dekoratif unsurlarından biriydi.
Her gün okul çıkışına tezgah açan bir Memo'muz vardı,çuvalıyla,Nişantaşı ilkokulları arasında efsaneydi Memo...Anneler çocuklarına Memo'yla fazla yakın ilişkiye girilmemesini tembihler dururdu,Memo sanki sizin oğlana çok meraklıydı,ekmeğinin peşindeydi garip.O dönem bir de 6'lı küçük futbolcu çizimleri vardı birbirlerinden tırtıklarıyla ayrılan,Öner'li,Hosiç'li,Seydiç'li,Sinan'lı...İçe doğru katlı olarak satıldığı için kim olduğunu göremeyip, aynısı çıkınca arkadaşlarla takas gücüne başvurduğunuzdan ticaretle ilk tanışmanız da bu şekilde olur eğitici yanı göz ardı edilemezdi...Bu kartların arka yüzlerinde şekilli gösterimlerle futbol kuralları anlatılırdı.Obstrüksiyon'un ne demek olduğunu da bu kartlar sayesinde öğrenmiştik. Memo'nun bir de yanı başında çok sevişmedikleri yaşça daha genç adını hiç bir zaman öğrenemediğimiz bıyıklı bir abi...Onun posterleri daha bi janjanlı olurdu Rambo,Rocky,David Hasellhoff futbol posterleri dışında en çok talep görenlerdi...
Takım fotoğraflarına olan sevda da o dönemlerde başladı.''Ayaktakiler soldan sağa;oturanlar soldan sağa;'' ibareleri , her ne kadar resimdeki kahramanları ezbere tanısak da muhakkak bulunurdu. Resmin altında ise 'ŞAMPİYON GALATASARAY'yazardı...Oysa 12 senedir o sıfatı edinmek nasip olmamıştı.
Bu posterlerin hayata etkisi de yadsınmaz boyutlardaydı.Bir yerde çömelik fotoğraf çektirirken sağ elin ilk 2 parmağıyla yerden muhakkak destek alınırdı çünkü Cevad'ın tüm pozları böyleydi.Simoviç belki de gördüğümüz ilk 'oturan kaleci' olduğundan aykırı duruşuyla kalbimizi çalmıştı.Simo daha sonraları unutulmaz poster pozlarından birini de 87 sezonu başında tüm takım tekmili birden çektirilen bir fotoğrafta takımın önüne Hayrettin'le birlikte omuz omuza yatarak veriyordu.O fotoğrafı düşününce de Trabzon'dan gelip sakatlıklar yüzünden tutunamayan Tuncay ve Zonguldak'tan gelen kıvırcık saçlı sağbek Mehmet gelir aklıma.Daha sonraki yıllarda aynı Zonguldak'tan kaleci Alptekin de gelecek ama Simo ve Hayrettin'in arkasında beklemekten anca Münih'teki salon turnuvalarında şans bulabilecekti.
Bügün herşey daha endüstriyel,herşey daha official ama bir o kadar da yavan.Photoshoplu resmi ürünleri satın alan gerçek taraftar adlediliyor artık mörşındayzing sermayedarlarınca ama kartalın bagajından yeni çıkmış kuşe kartonun kokusunu içine çekmenin zevkini tatmış işporta gönüllüleri yemez tabi bu teraneleri..

Sen boşuna kartonu kıvırıp lastik takma Memo abi ben eve kadar düz taşırım kenarları bükülmesin ...


0 commenti: