venerdì 28 novembre 2008

Manasızcasına


3 yıl 1 ay once benzer manasızlıklar başka bir kulüpte cereyan ederken Galatasaray Kily Gonzales'in peşinde koşuyordu manasızca! Kily alınabilse 1 sene sonra Arda Turan piyasaya belki çıkamayacak, çıksa da üstüne manasızca Kewell getirilip, aldık mecbur oynatmak lazım diye sağ kanat kırılmayacak,cak, cak, cak çokonat.Futbol işte bu bazen ama bu ülkedeçokca manasızlaşabiliyor ...


18 Ekim 2005
Kartal'ın futbolu Milne'ye emanet



Beşiktaş'ta Rıza Çalımbay'ın istifasının ardından teknik direktör arayışları sürerken, dün İstanbul'a getirilen İngiliz Gordon Milne, kulüp futbol direktörlüğü görevine getirildi. Milne, herşeyi 5 dakikada gerçekleştirmenin mümkün olmadığını, yavaş yavaş başarıyı yakalayacaklarını söyledi.

Beşiktaş'ta 6.5 yıl teknik direktörlük yapan ve 3 şampiyonluk kazandıran, 1993-94 sezonunun devre arasında ayrılan Gordon Milne, 11 yıl sonra siyah-beyazlı kulübe bu kez futbol direktörü olarak geri döndü.

Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Murat Aksu, Asbaşkan ve Futbol Şube Sorumlusu Kıvanç Oktay, Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Durusoy ve Gordon Milne, BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde basın toplantısı düzenledi.

İkinci başkan Murat Aksu, Gordon Milne'i futbol direktörlüğüne getirdiklerini açıkladı. Dünya kulüplerinde olan futbol direktörlüğünü, Beşiktaş'ta da uygulayacaklarını anlatan Aksu, ”Beşiktaş'ta 6.5 sene teknik direktörlük yapmış, 54 hafta yenilmemiş, takımı namağlup şampiyon yapmış efsane hocalarımızdan Milne'i bize katkıda bulunması için Beşiktaş'a getirdik” dedi.

sabato 22 novembre 2008

İmza mı dedin ?

Яio



“When you lose against Arsenal it does your head in. I was going back to meet my family in a hotel for my birthday. It was meant to be a happy time. So I thought before I go back maybe I’ll go and have a couple of drinks in a pub. I told the driver to stop off at some pub. He said ‘I can’t let you go in there.’ I had my United tracksuit on in a West Ham area. I said ‘Nah, just drop me off.’ So he did. I could see people going ‘What’s he doing in here?’ I had a couple of drinks, three packets of crisps and sat in the corner watching the results on TV.“
Bir haftadır uyuyamayanlara, sindirim sisteminden rahatsızlık çekenlere ...

venerdì 24 ottobre 2008

Juande Ramos Facebook


Yükselen trend onlar gibi gözükse de İspanyol teknik adamları hiç bir zaman sevemedim. Tottenham dün de Udinese'ye yenildi, Juande Ramos'un zor günleri devam ediyor.

giovedì 23 ottobre 2008

Lambayı Tutan Adam


Ön libero nedir bilinmeyen zamanların koşan kahramanlarındandı Mami...Bu akşam sahada aranacak cinsten...
Kitap oluşu hoşuma gitti ama henüz bulamadım, arıyorum fellik fellik.

lunedì 20 ottobre 2008

Michael'in ceketi


Dün maç esnasında Dökme'nin suratına da 'Şu takım elbise bu dünyada bi sana bi bu Skibbe'ye yakışmıyor'' diye itiraf ettikten ve kendisi de görüşüme katıldıktan sonra sonra rahat rahat yazabilirim artık.


Takılmamak istiyorum ama takılmadan duramıyorum, bir insanın herşeyinin birbiriyle bağlantılı olduğuna inanıyorum. İmza günü kime demiştim hatırlamıyorum yakında bu Kamil'in yakasında Gazi görürsek boşa delirmeyelim diye.
O günden beri çeşitli denemeler, çeşitli şekil şemal çalışmaları ne yapsa para etmiyor. Kravatsız kurtlar vadisi style takım zorlamak, Jean üstü kolu kıvırık beyaz gömlek giyip Klinsman, Low vari yeni jenerasyon Alman hoca tandansı yakalamaya çalışırken pantalonu Cesar Prates'in şortu gibi imanına kadar çekip bi maç sonra takım üstü anorakla soğuk görünce yelkenleri indirmek. Tıpkı 3 ayda takımda oturtamadığı sistem, düzen gibi bir mentalite yansıması...Önliberolar kravat, santraforlar pardesu olur bu hayatta yeri geldiginde...



Belli ki saha kenarında eşofman orjinali adamın ama orda da telkinseverlerden biri karışmış işine; Galatasaray'ın hocasısısın ,öyle eşofmanla durmak olmaz kenarda, bir takım elbise alalım sana da onu giyersin demiş. Yalnız takımı almaya memur Ümit'le göndermiş olacaklar ki o kendinden parlak çizgili beyaz piyanist şantör gömleği ve morlu eflatunlu birbirinden çirkin kravatlarla garibimi Galatasaray teknik direktöründen çok bir beyaz eşya firmasının iç anadolu bölge satış sorumlusu havasına sokmuşlar. Maç bitince Ali Sami Yen'in kapısındaki şirket arabasına binip evine dönecekmiş havası veriyor bana sürekli.

Dün kü maçta da belli geçmiş aynanın karşısına, öyle yapmış olmamış böyle yapmış olmamış, sıkılmış üstten 2 düğmesini bağlamış ceketin, kasıldıkça kasılmış kıpırdayamaz bir hal almış sahanın kenarında.Dökme'nin dediği gibi hadi o mecbur sen neden kendini kasarsın. Kendin ol, eşofmanını giy öyle dur duracaksan kulübende ki biz de anlayalım kim Hatice'nin asıl müsebbibi.

Maç sonraları da ayrı bir hisseli harikalar kumpanyası.Ahmet Akçan ihtimali kalmayınca bocalayıp son 25 yılının yarısından fazlasını Alman hocalarla geçiren kulübün önce İngilizce üzerinden çeviri denemesi ,sonra ''belli ki kulüpten birinin yakınının oğlu imajlı''gence tercümanlık işini neden verdikleri belli oldu.Dün kü basın toplantısında sanki Burak Dilmen teknik direktör de Skibbe de bir Avrupa maçında hocanın demecini yabancı basın mensuplarına çevirmesi için orada bulunan yöre insanı havasında duruyordu. Danışman olarak Kalli'yi bulanlar hocaya bir de imajmeykır bulsunlar da gönderemeyeceklerse derdine derman olsunlar bare.Nasıl olsa bizde artık ayıp yorganın altında.

mercoledì 15 ottobre 2008

Etkili Yardımcı Antrenör mü dedin ?



Ne bekliyorsun ÇILDIR'mak istemiyor muyduk hepberaber ?
bilardo gibi bir hareket olmaz mı ?